Trombosit ( Platelet ) kanda pıhtılaşmayı sağlayan şekilli bir elemandır. Hastadan alınan 10-20 cc kanın özel yöntemlerle, trombosit yönünden zenginleştirilmesi ile yapılan bir tedavi yöntemidir. Hastadan alınan kan santrifüjde işleme tabi tutularak trombositleri ayırılır. Nomalde kanın 1 mililitresinde ortalama 200.000 trombosit vardır. Yapılan işlemle bu sayı mililitrede 1.5 milyona ulaşır. Trombositten zengin hale getirilen serum amaca uygun şekilde hastaya zerk edilir. Kişinin kendi kanından üretildiği için hiçbir yan etkisi ve alerjisi de yoktur.

   PRP tıbbi bir uygulama olup mutlaka tıp doktoru tarafından yapılmalıdır. Trombositler sadece kanın pıhtılaşması işini yapmaz, ayni zamanda büyüme faktörlerinin salınmasını sağlar. Bu etkisinden dolayı yıpranmış ve yaşla birlikte eski özelliklerine kaybeden dokularda yeniden bir canlanma ve tamir işlemi başlar.

   Saç dökülmesi varsa, kıl köklerini canlandırarak saçların eski haline gelmelerine yardımcı olur. Yüzdeki kırışıklıklar, lekeler, ve çevresel faktörlerin etkisi ile ortaya çıkan diğer problemlerin çözümünde ciddi olumlu etkiler yaratır. Eklemlerde oluşan kireçlenme ve diğer sebeplerle ortaya çıkan sorunlar ve ağrıların tedavisinde çok etkindir. PRP uygulamasını, mezoterapi ve ozon gibi diğer tedavilerle kombine uygulamak çok daha iyi sonuçlar almamızı sağlar.

PRP kök hücre tedavisi midir?

   PRP, kök hücre tedavisi değildir. PRP’ de vücuda enjekte edilen zengin trombosit hücreleri, büyüme faktörlerini tetikler. Bu esnada oluşan reaksiyon ve yeni oluşum etraftaki kök hücrelerini de harekete geçirir. Sıklıkla kullandığımız eklem enjeksiyonlarında, eklem yüzeylerinde bozulan dokuların onarılmasında etki ederek eklem yüzeylerinin daha sağlıklı hale gelmesini sağlar. Eklem hareket açıklığı artar, ağrılar azalır. Hasta günlük yaşam aktivitelerini daha kolay yapar hale gelir. Yaşam konforunun artmasını sağlayan PRP işleminin kolay uygulanır olması ve daha önce de belirtildiği üzere hiçbir yan etkisinin olmaması, tüm dünyada yaygın olarak kullanılmasına yol açtı.

  PRP ne sıklıkla yapılmalıdır?

Hastanın durumuna ve uygulanan bölgeye göre 10 gün ile 21 gün arayla, toplam 4-6 seans olarak yapılır. PRP tedavisi 6 ay ile 1 yıl sonra tekrarlanmalıdır.

   PRP tedavisi hangi durumlarda uygulanmaz?

Kanser hastalarına, kan sulandırıcı ilaç alanlara, hamilelere, bebeğini emziren annelere, kan hastalığı olanlara, tedavi uygulanacak alanda enfeksiyon olanlara, otoimmün hastalıklara, uygulanmaz.

   PRP tedavisinin sonuçları ne zaman ortaya çıkar?

PRP tedavisinin amacı yıpranan doku ve organların kendilerini yenilemelerine yardımcı olmaktır. Bu yüzden hastalara, tedaviden sonra biraz beklemelerini öneriyoruz. Yaklaşık 3. Seanstan sonra çok bariz iyilik durumu ortaya çıkar.

   Cilde yönelik bir tedavi yapmış isek, ciltte parlaklık, canlılık, lekelerde azalma veya ortadan kalkma, ince kırışıklıkların tamamen ortadan kalkması, derin kırışıklıkların azalmasını görürüz.

Eklem enjeksiyonlarından sonra da, hastalarımızın yaklaşık 30-40 gün içinde iyileşmeyi fark ettiklerini görüyoruz. Daha önce yürüyemedikleri mesafeleri yürüdüklerini, ağrılarının büyük oranda geçtiğini ifade ediyorlar. Saç dökülme problemlerinde ise, dökülme durur ve saçlar sık ve eski sağlıklı haline döner.

   PRP tedavisinin diğer uygulamalara olan üstünlüğü nedir?

PRP tedavisi ile sağlanan olumlu etkiler, örneğin cilde uygulama yapılmış ise, cildin canlı ve gençleşmiş hali uzun süre devam eder. Botox ve dolgu belli alanlara yöneliktir, etkiler belli bir süre sonra geçer. PRP’de ise geniş bir alanda olumlu etki ortaya çıkar. Olumlu sonuçlar daha uzun süre devam eder.

   PRP tedavisinde yan etki yoktur. Tedavide kullanılan serum, kişinin kendi kanından elde edilmiştir ve alerji riski yok denecek kadar azdır. Uygulama yapılan bölgelerde kızarıklıklar oluşur. Bunlar da kısa süre içinde kaybolur.

   PRP tedavisinden sonra, aynı gün banyo yapılmaz. Nemlendirici kremler kullanılır ve güneşten koruyucu kremler kullanılır.